Travması olan pek çok insan dayanılmaz durumlarda sıkışıp kalabilir. Ve iyi haber şu ki, bu ne kadar uzun sürerse sürsün değişebilirsiniz. Her zaman kolay olmasa da, kendi problemlerinizle yüzleşmeye çalışmak asil bir iştir. Başlamak için iyi bir yer, şimdi hayatınızdaki ilişkilerdir. Amaç, hangi insanlarla ilişki kurmanın sizin için iyi olduğunu ve hangilerinin çevresinde kırmızı bayrakların uçuştuğunu öğrenmektir. Bugün yaşadığımız psikolojik sorunların çoğu çocukluğumuzdan kaynaklanmaktadır. Yetişkinler olarak nedenini bilmediğimiz bir olayla karşılaştığımızda farklı tepkiler verebiliriz. Bunun nedeni farklı karakterlere sahip olmamızdır. Bu özellikler çocuklukta şekillenmeye başlar. Ağacın büyümeye başladığı dönem olarak çocukluğumuzu görebiliriz. Hiçbir dönem çocukluk kadar yoğun ve hassas değildir. İlk deneyimler hayata bakışımızı şekillendirir ve bu deneyimler kötüyse, iz her zaman kalacaktır.
Bu yüksek izi bırakan deneyim, yetişkin olduğumuzda hala etkili olacaktır. Bu deneyim, sınavdan düşük not almak veya çocuğun en sevdiği oyuncağını almak değildir, tamamen etkilenen ve hatta fizyolojik yapıyı değiştiren çok şiddetli bir tehdit olan fiziksel, duygusal ve cinsel istismardır.
Çocukluk Travması
Travma kelimesini günlük hayatımızda sıklıkla kullanırız. Bu stresli bir olay, beklenmedik bir kaza, ölüm, deprem, yangın ve çeşitli doğa olayları olabilir. Geçmişte kişilerin yaşadığı bir travma olmuştur. Psikolojik travma bazen çok tehlikeli olabilir ve bazen bunun farkında olamayız.
Travmatik olaylar hayatın akışında ciddi bir değişime yol açar. Travma erken teşhis edilirse tedavi süreci daha faydalı olacaktır. Travma, kişinin kendi baş etme becerileriyle baş edemeyen ve kişiye duygusal olarak acı veren olumsuz olaylar olarak tanımlanmaktadır. Travmaya maruz kalmak her yaşta sorun yaratabilirken çocuklukta bu risk daha fazladır. Çocukluk çağı travmaları genellikle doğumdan on sekiz yaşına kadar çocuk ve ergen grubu kapsar. Çocukluk çağı travmasını belirlemede sorunlar devam etmektedir ve bunun temel nedeni çocuk kavramının ülkeden ülkeye değişmesidir. Kültürel farklılıklara rağmen, tüm dünyada geçerliliği olan bir sorundur. Geleceğimizi yansıtan çocuklarımız sevgiyle beslenenlerdir. Toplum olarak ilerleyebilmek, toplum çocuklarının ruhsal, bilişsel ve duygusal yönden her yönden sağlıklı gelişimi ile mümkündür. Bu gelişim ve değişim döneminde çocuğun ailesinden ve yaşadığı sosyal çevreden alacağı desteğin önemi büyüktür. Çocukluk çağı travmaları istismar ve ihmal açısından incelenebilir. Çocuk istismarının türü, nedenleri ve çocuk üzerindeki etkileri açısından farklılık göstermektedir. Fiziksel istismar, duygusal istismar ve cinsel istismar olarak incelenmektedir.
Cinsel İstismar
Çocuk istismarının çocuklar üzerindeki etkileri önemlidir. İstismara uğrayan çocuk bedensel etkilerinin yanı sıra çocuk duygularını kaybeder ve sevgisizliği öğrenir. Cinsel istismar, tespiti en zor olan, çoğunlukla bildirilmeyen ve gizlenen çocuk istismarının kısa ve uzun vadeli etkileri açısından önemli bir olaydır. Literatürde istismara uğrayan çocukların çocukluktan yetişkinliğe kadar çeşitli rahatsızlıkları olduğu bildirilmiştir. İstismara uğrayan çocuklarda olayla ilgili tekrarlanan, rahatsız edici düşünceler, kabuslar, uykuda güçlük, öfke patlamaları ve konsantrasyon güçlüğü yaşandığını görüyoruz.
Dünyanın her mahallesinde, her toplumda ve her ülkesinde tüm çocuklar ve kız çocukları çocuk cinsel istismarına maruz kalabilmektedir. İstismara uğrayan çocuk ya da aile için çocuk, istismarcının sorunları olacağından endişe duyar. Ayrıca çocuklar sıklıkla cinsel istismarın kendi hataları olduğuna inanırlar ve bu nedenle maruz kaldıklarında başlarının belaya girmesinden korkarlar. Çok küçük çocuklar, istismarı bildirmek için yeterli dil becerisine sahip olmayabilir veya özellikle cinsel istismar oyundaysa, failin eyleminin istismar olduğunu anlayamayabilirler. Psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve bir yetişkin tarafından cinsel tatmin için kullanılan çocuktur. 18 yaşına kadar kızların %12-25’inin, erkeklerin ise %8-10’unun istismara uğradığı tespit edilmiştir.
Fiziksel İstismar
Türkiye’de çocuk istismarı ve ihmali çok önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde ailede, kurumlarda, toplumda çocuğa yönelik fiziksel, duygusal ve cinsel istismarın boyutlarını tam olarak yansıtan geniş çaplı çalışmalar bulunmamaktadır. Sekiz ilde 4-12 yaş arası 16100 çocukta fiziksel istismar sıklığını belirlemek amacıyla yapılan bir çalışmada fiziksel istismar kızlarda %34,6, erkeklerde %32,5 olarak bulunmuştur. İstismar ve ihmale maruz kalan çocukların çeşitli şikayetleri ve klinik bulguları vardır ve bu durum her zaman akılda tutulmalı ve şüpheli her durum değerlendirilmelidir. Çocukluk çağında fiziksel istismara uğrayanlarda depresyon, anksiyete, antisosyal kişilik bozukluğu, intihar düşüncesi ve girişimi, madde kullanım bozukluğu %5 ile %32 arasında daha sık görülmektedir.
Duygusal İstismar
Anlaşılması ve ortaya çıkarılması en zor istismar ve şiddet türlerinden biri olan duygusal istismar, çocukların yaşamını çok derinden ve doğrudan etkiler. Görünmez olmak duygusal istismarın oluşmasını engeller. Duygusal istismar iki şekilde ortaya çıkar; pasif ve aktif duygusal istismar. Oldukça zararlı olan bu istismar türünün her iki şekli de ortaya çıkması, tanınması ve zararının boyutu nedeniyle daha tehlikelidir.
Pasif duygusal istismar; Duygusal yoksunluk, görmezden gelme, alçaltıcı davranışlar, anlama yeteneği, kişilik, yansıtmama, sosyal ilişkileri özendirmeme gibi biçimlerde yaşanır. Aktif duygusal istismar, kasıtlı olarak çocuğa zarar vermek için tasarlanmıştır. Reddetme, alay etme, küçümseme, utandırma, yıldırma, terör, tehdit, sömürü, baştan çıkarma gibi görmezden gelme davranışlarıdır.
Çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler bireylerin yaşamları iş, boş zaman etkinlikleri, komşuluk ilişkileri, aile yaşamı, evlilik, yeterlilik duygusu gibi alanlarda kendini göstermektedir. Bu alanların her biri önemlidir, diğer alanlardaki memnuniyetle ilişkilidir ve sonuç olarak tüm alanlardaki memnuniyet genel yaşam memnuniyetiyle ilişkilidir. Aslında zihinsel iyilik, başkalarıyla olumlu ilişkiler içinde olmaktır. Diğer insanlarla sıcaklık ve güvene dayalı ilişkiler kurmak, ilişkilere güvenmek ve başkalarının iyiliği ile ilgilenen bir yapıda olmak. Çevre hakimiyeti kurmak, kişinin çevresini kendi istek ve açıklamalarına göre şekillendirebilmesi, etkin kullanabilmesi, çevreyi kendi koşullarına göre seçebilmesi veya uyarlayabilmesidir.
Çocukluk çağı travmalarının bireyin yaşamında istenmeyen sonuçlara yol açabileceği bilinmektedir. Bu nedenle, dürüst olmanın ve soru sormanın yanı sıra, algılama ve netlik gücünüzü geliştirmenin üçüncü yolu, bir arkadaş destek sistemi geliştirmektir ve belki de size yardımcı olacak bir terapist seçmektir.
Altınparmak, S., Yıldırım, G., & Yardımcı, F. (2013). Annelerden alınan bilgilerle çocuk istismarı ve etkileyen etkenler. Anatolian Journal of Psychiatry / Anadolu Psikiyatri Dergisi , 354-361.
Arslan, G., & Balkıs, M. (2015). Ergenlerde Duygusal İstismar, Problem Davranışlar, Öz-Yeterlik ve Psikolojik Sağlamlık Arasındaki İlişki. Sakarya University Journal of Education , 8-22.
As, K. B. (2004). Çocuk istismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları , 140-151.
Boxer, P., & Tisak, M. (2005). Children’ s beliefs about the continuity of aggression. Aggressive behavior. Vol.00 , 1-17.
Demırtaş Madran, H. A. (2013). Buss-perry saldırganlık ölçeği’nin türkçe formunun geçerlik ve güvenilirlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi = Turkish Journal of Psychiatry, 24(2), 124-129.
Freedmann, J.L., Sears, D.O., Carlsmith, J.M. (1998). Sosyal psikoloji. (Çev:A. Dönmez).Ankara: İmge.
Huis in ’t Veld, Elisabeth M.J, Vingerhoets, A. J. J. M.,& Denollet, J. (2011). Attachment style and self-esteem: The mediating role of type D personality. Personality and Individual Differences, 50(7), 1099-1103. doi:10.1016/j.paid.2011.01.034
Hwang, K., Johnston, M. V., & Smith, J. K. (2009). Adult attachment styles and life satisfaction in individuals with physical disabilities. Applied Research in Quality of Life, 4(3), 295-310. doi:10.1007/s11482-009-9082-x
Irmak, A. &. (2011 ). Fiziksel İstismara Uğrayan Ergenlerde Dayanıklılığın İncelenmesi. Ege Eğitim Dergisi , 1–21.
Kağıtçıbaşı, Ç. (1999). Yeni insan ve insanlar. İstanbul: Evrim.
Kara, B., Gökalp, A., & Biçer, Ü. (2004). Çocuk istismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi , 140-151.
Kenneth . Levy, William D. Ellison, Lori N. Scott, and Samantha L. Bernecker, Attachment Style
Kurt, M. (2019). Bipolar Affektif Bozukluk Hastalarında Çocukluk Çağı Travması, Disosiyasyon, Bağlanma. İzmir: T.C. Sağlık Bakanlığı.
Lang, G., & Bachinger, A. (2017). Validation of the german warwick-edinburgh mental well-being scale (WEMWBS) in a community-based sample of adults in austria: A bi-factor modelling approach. Journal of Public Health, 25(2), 135-146. doi:10.1007/s10389-016-0778-8
Levinsohn PM, Redner JE, Seeley JR (1991) The relationship between life satisfaction and psychosocial variables: New perspectives. Subjective wellbeing: An interdisciplinary perspective. F Strack, M Argyle, N. Schwarz Ed), Oxford. Pergamon Press, s. 141-69.